HAKİMLİK SINAVLARINA NASIL ÇALIŞILIR
Hakimlik Sınavına Nasıl Hazırlanılır?
Bu konuda o kadar çok söyleyecek şeyimiz var ki… Yakın Eğitim olarak 15 yılın üzerinde deneyim ve Türkiye’de ilk kez Hakimlik sınavlarına hazırlıkta uzaktan eğitim yöntemini başlatan grup olarak önemli çalışmalar yaptık. Binlerce hukukçu ve diğer fakültelerden katılımcılarımızla bugüne taşıdığımız çok değerli deneyimler yaşadık. “Hakimlik Sınavına Nasıl hazırlanmalı” gibi bir soruya cevap verirken öncelikle sizleri çok iyi tanımak zorundayız. Buna ek olarak insan beyninin sınırlarını ve fonksiyonunu anlamak zorundayız. Öğrenmenin fizyolojisini, kimyasını anlamadan bu konuda hizmet vermek yanlış olurdu. Öğrenme eylemi ve hafıza oluşturmaya yönelik etkinlikler esnasında beynin çalışma mekanizması hakkında bilgi sahip olmak, hazırlık sürecimizi yüzde 25’e kadar verimli hale getirmektedir. Ve tabi ki Hakimlik Sınavının muhteviyatını iyi bilmek zorundayız. Sınav yapısını, geçmiş yıllarda çıkan soru kalıplarını, her alanda hangi konu ve kavramların ölçüldüğünü anlamak zorundayız. Yakın Eğitim olarak Hakimlik Eğitim Paketimizin ilk dersini “Çerçeve Hazırlık Modeli” olarak adlandırdığımız oturumlarımız oluşturmaktadır. 4 saat süren bu oturumda işte bu yukarıda bahsettiklerimizin detayına inmeye çalışır ve bir görüş açısı geliştirmek isteriz.
İnsan beyni, sınırları halen bilinemeyen olağanüstü bir çalışma sistemine sahip müthiş bir organdır. Elektronik görüntüleme sistemleri sayesinde son dönemde belki de beyin organı hakkında keşfedilecek bilginin yüzde 60’ına haiziz. Bu konu hakkında daha fazla bilimsel çalışmaya ihtiyaç olduğu açıktır. Ancak bildiğimiz kadarı, Hakimlik Sınavına nasıl hazırlanmamız gerektiği hakkında önemli ipuçları verir. Beynimizin orta bölümündeki Limbik Sistem olarak adlandırılan yerde Amigdala ve Hipokampüs adlarında oldukça küçük boyutlarda, bilginin kalıcı hafıza için kataloglandırılmasını sağlatan yapılar bulunur. Olgusal ve düz (factual) bilgi türünü Hipokampüs, hislerimizle alakalı duygusal bilgi türünü ise Amigdala kataloglandırır. Adeta arşivci gibi çalışırlar. Aslında sınav muhtevası içerisinde karşılaştığımız bilgi türlerini karşılayan birimler önem arz etmektedir. Duygusal bir bilgi türünün hafızamızdaki kalıcılığının daha fazla olduğunu biliriz. Duygularımızla eşlenerek bilginin kodlanabilmesi oldukça değerlidir. Amigdala bu açıdan önemli bir birim olmasıyla beraber duygusal yoğunluğun yüksek seviyede olduğu bilgi türleriyle baş edemez ve böbrek üstü bezlerine sinyal göndererek Kortizol ve Adrenalin hormonlarının fazlaca salgılanmasına vesile olur. Kortizol stres hormonudur. Günlük hayatta hormonlarla ilgili çok şey duymuşuzdur. Dopamin (haz), Seratonin (mutluluk), Kortizol (stres) başta olmak üzere sıkça farklı hormon türlerini duymaktayız. Vücudumuzda 200’ün üzerinde hormon olduğu bilinmektedir. Duygu yükü baş edilemez seviyede olan bir bilgi türüyle karşılaştığımızda Amigdalanın sinyal sağlamasıyla salgılanan ekstra hormonların etkisiyle stres belirtileri gösteririz. Aslında stres, kaygı, endişe ve korkunun üst seviyelerde olduğu bir durumda uygun öğrenme ve bu sınava hazırlık şartları yok olur. Öyleyse bu sürecimizde bazı olumsuz duygu durumlarla baş ederiz. Hormonların vücudumuzdaki dengesiz salgılanışı, beyinde bilginin işlenmesini bloke eder. Nöronlar (beyin hücreleri) arasında görev alan nörotransmitter’ler çeşitli hormonların dengeli düzeyde bulunması sayesinde elektriksel sinyallerin sağlıklı iletimini mümkün kılabilir. Kısacası duyguyla eşlenen bilgiler daha kalıcı olduğu gibi hislerimizden gelen ve öğrenmeye ket vuran duygu durumla bilişsel düzeyde baş etmek durumda olduğumuzu, Hakimlik Sınavına hazırlık sürecimizde daima bilmeliyiz.
Hipokampüs ise daha anlamsal, olgusal ve konumsal boyutuyla karşılaşılan bilgi türlerini kataloglandırır. Hipokampüsün bu tutumu sayesinde çeşitli hafıza tekniklerini uygulama imkanına sahip oluruz. Beynimizin arka bölümünde Cerebellum olarak adlandırılan bir birim bulunur. Burada da prosedürel hafıza ve otomatik hafıza anlamında önemli işlevsellikler mevcuttur. Fiziksel hareketlerimiz, yürüme, koşma, kol kaldırma gibi eylemler için gerekli hafızalarımız Cerebellum bölgesindedir. Daha çok bizi ilgilendiren boyutuyla Cerebellum, otomatik hafıza işlevselliğine sahiptir ki; bilinç dışı olarak söylediğiniz bir şarkı aslında bu bölgeden tetiklenir. Özellikle hocalarımızın derslerde otomatik hafızaya oynadığı bilinen bir gerçektir. Örneğin, bir Anayasa dersinde Hakimler Savcılar Kurulu’na (HSK) üye seçim sürecinde Cumhurbaşkanı tarafından Hakim ve Savcılardan, TBMM tarafından ise Yargıtay ve Danıştay’dan üye seçildiği belirtilir. Bu dersi anlatan eğitmen “HSK’ya üye seçiminde Cumhurbaşkanı kişisi Hakim-Savcı kişisinden, TBMM kurumu Danıştay ve Yargıtay kurumundan üye seçer. Bir diğer deyişle KİŞİDEN KİŞİ, KURUMDAM KURUM seçer.” şeklinde bir söylemle konuyu anlattığı zaman Cerebellum bölgesinde otomatik hafızanıza kodlama gerçekleşir. “Kişiden kişi, kurumdan kurum” ifadesi bir kafiye içerisinde adeta bir tekerleme gibidir ve aklınızda kalır.
Alttaki Videoda Medeni Hukuk, Borçlar Hukuku ve Ticaret Hukuku derslerimizde sizlerle buluşan Dağlar Hocamızın hafıza odaklı anlatımından bir örneği izleyebilirsiniz.
İşte tam da bu açılardan, neden bir eğitmen eşliğinde derslerin takip edilmesi gerektiğine cevap üretmiş oluruz. Öğrenmenin tanımına göre; ilk kez karşılaştığımız bir bilgi, geçmiş dönemden beri sahip olduğumuz bilgi ve deneyimlerle ilişkilenerek hafızaya alınabilir. İşte hocalarımız sadece beynin bölgelerine göre işlevlenen hafızalara yönelik değil aynı zamanda sizleri çok iyi tanıdıkları için sizlerin birikimlerine göre ilişkilendirici bir anlatım tarzına uygun aktarım yaparlar. Yakın Eğitim olarak biz bu aktarım tarzını Hafıza Odaklı Öğretim olarak adlandırırız. Hafıza odaklı bir anlatım tarzıyla bir eğitmenle beraber derslerin takip edilmesi sizi daha verimli kılar. Derslerde karşılaştığınız hocalarımızın aktarım tarzı ve kabiliyeti çok kıymetlidir. Yakın Eğitim olarak yıllardır bu konuda özenle hareket ettik ve bizlerle beraber çalışan hocalarımıza minnettarız. Akademik yönelimli ve sizleri çok iyi tanıyan, öğretim ilkelerine vakıf birbirinden değerli hocalarımızla sizleri destekliyoruz.
Hakimlik hazırlık sürecinin sadece fizyolojik boyutunu değil, aynı zamanda disiplin boyutunu da incelemek gerekir.
“Disiplin mi, zeka mı?” şeklinde bir soru sorulsa şu yanıt yerinde olurdu: Ortalama bir zekaya sahip olunsa mücadelede galip gelinebilir ama disiplin yoksunluğuyla asla!
Olgusal ve çabuk unutulabilen düz bilgi türlerinin ölçüldüğü Hakimlik Sınavına yönelik olarak üniversite yıllarındaki Vize-Final sınavlarına çalışır gibi bir hazırlık süreci kesinlikle sonuç vermeyecektir. Hakimlik sınavı tam bir hafıza çalışmasıdır zira hazırlık sürecinde çalışılan bilgiler çabuk unutulmaktadır ve bilgileri kalıcı hale getirecek çalışma yöntemi ve uygulamalarına çok açık bir şekilde ihtiyaç vardır. Kısacası hafıza odaklı bir çalışma tarzına ayak uydurulmalı, orta vadeli bir hazırlık süreci için disiplin oluşturulmalıdır.
Esasen Hakimlik Sınavına hazırlanmayı oldukça keyifli bir süreç olarak yorumluyoruz. Bu süreçten haz alabilenler zaten üst derecelerde sınavı aşıyorlar. Karar verdikten ve sürece başladıktan sonra motivasyonu üst seviyede tutmak için esaslar vardır. Motivasyon için birçok parametre olmasına rağmen gelişimi ölçümlemek ve sonuçları yönetebilmek, süreç boyunca artan motivasyon sağlamaktadır. Üniversite yıllarımızda yüksek enerjimiz ve temiz zihnimizle yüksek konfor alanına sahip olarak düşük kaygı düzeyiyle derslerle baş ederken çok yıprandığımızı söyleyemeyiz. Zira başı sonu belli, günlerle sınırlı yoğun çalışma zamanları oldukça katlanılabilir, çabuk sonuçlanabilir ve hemen ödüllendirilirdi. Bu tip bir ortamda kalıcı hafıza oluşturmak anlamında büyük bir çaba içerisinde olmaz, gereken ya da hedeflenen vize-final sınav puanını alıp önümüze bakmayı tercih ederdik. Oysa Hakimlik hazırlığı önemli oranda bir bilgi yükünü sınav programı kapsamında bünyesinde tutar. Tüm bu bilgileri sınav tarihine kadar adeta mülkümüz haline getirmek için yığın bilgiyi kalıcı bir bellekte tutmak çabasını göstermek zorundayızdır. Temel hedef bilgileri kalıcı hafızaya almak yönünde olmaktadır. Peki kalıcı hafıza oluşturmanın yöntemleri nelerdir:
- Bilgiye maruz kalmak
- Bilgi üzerinde düşünmek, tekrar edilebilir bir formata indirgemek
- Yeterli Miktarda Soru Çözmek
- Paketlenmiş bilgi yığınlarını aralıklı olarak tekrar etmek ve aralıklı olarak yeterli miktarda soru çözmeye devam etmek.
Bir bilgiyle karşılaştığımız zaman o bilginin unutulması çok zaman almaz. Her ne kadar güçlü çağrıştırıcılar ve aktarım tarzıyla karşılaşmış olsanız da yine de unutursunuz. Hafıza odaklı aktarım zorunludur ancak bilgilerin tekrar edilmesi de zorunludur. Hakimlik hazırlığının aylara yayılan bir süreci gerektirdiğini de biliyoruz ve öyleyse sistematik bir tekrar zorunlu olmaktadır. Tekrar sistemini konuşmaya başladığımız zaman; ilk konu çalışması, tekrar kaynağı, soru çözümü, tekrar sıklığı, tekrar zamanı, ölçüm analizi, tekrar kaynağı revizyonu, ara tekrar gibi etkinliklerden ya da rutinlerden bahsederiz. Yakın Eğitim’de gerçekleşen bir dersin takibi en önemli rutinimizdir. Tekrar kaynağı hazırlamak, tekrar üstü soru çözmek, ölçüm analizi yapmak, ara tekrar yapmak ve tekrar üstü soru çözmek ise süreç boyunca devam eden ve olması gereken rutinlerimizdir.
Hakimlik Sınavına Kaç Ay Çalışılır?
- Sınav hazırlığına yönelik konsantrasyon düzeyiniz
- Bir iş mesaisiyle beraber hazırlanma durumunuz
- Daha önce sınav hazırlık deneyiminizin olması ya da olmaması
- Sınavın içeriğine yönelik ilgi düzeyiniz
- Kararlılığınız
ve bu tipte durumlar sınav hazırlık sürecinizle ilgili belirleyici olabilir. Sınav konularının sindirilmesi, çok sayıda tekrar ve soru çözümleriyle pekiştirilmesi dolayısıyla Hakimlik Sınavına hazırlık süreci aylarca zaman almaktadır.